Sitemiz Yeni Olduğundan Bazı Linklere Bağlantı Eklenmemiştir.

2 Eylül 2015 Çarşamba



Kırklareli'de, ağustos ayında yasa dışı yollarla yurtdışına çıkmak isteyen bin 366 yabancı uyruklu kişi yakalandı.


Kırklareli Jandarma Komutanlığı ekiplerinin, ağustos ayında gerçekleştirdiği 47 operasyonda, Myanmar, Irak, Suriye, Afganistan, Pakistan ve İran uyruklu toplam bin 366 kişi yakalandı.

Kaçakları yurt dışına götürmeye çalıştığı iddia edilen 36 kişi de gözaltına alındı. Kaçakçılıkta kullanıldığı belirlenen 17 minibüs, 4 otomobil, otobüs ile traktöre de el konuldu.

Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen 36 şüpheliden 22'si tutuklandı.

Yabancı uyruklu bin 366 kişi de Kırklareli Göç İdaresi Müdürlüğüne teslim edildi.

26 Temmuz 2015 Pazar


Kongre Meydanı'nda düzenlenen kan bağŸışŸ kampanyasına vatandaşŸlar yoğŸun ilgi gösterdi.

Kan Merkezi'nde görevli doktor Sencer ErşŸen, AA muhabirine yaptığŸı açıklamada, ilçede kan bağŸışŸı kampanyalarını sürdürdüklerini söyledi.

Kampanyalara vatandaşŸların büyük ilgi gösterdiğŸini belirten ErşŸen, her sağŸlıklı vatandaşŸın kan bağŸışŸında bulunması gerektiğŸini belirtti.

5 Temmuz 2015 Pazar



Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden derlenen bilgiye göre, en kalabalık ilçeler şu şekilde:
 Bilecik’in merkez nüfusu 57 bin 117, Bozüyük ilçesinin nüfusu ise 62 bin 846.
 Bitlis’in merkez nüfusu 47 bin 904 iken ilçesi Tatvan’da 68 bin 157 kişi yaşıyor.
 Hakkâri’nin merkez nüfusu 57 bin 585 olmasına rağmen Yüksekova 68 bin 757 kişi ile merkezinden daha kalabalık. Milattan Önce 7000’li yıllarda yerleşim yeri olan Yüksekova’nın, tayinle gelen memur yoğunluğu nedeniyle nüfusu daha fazla.
 Kırklareli’nin merkez nüfusunun 70 bin 161 olmasına karşın Lüleburgaz ilçesi 108 bin 576 olan nüfuslu.
 Şırnak’ın 63 bin 47’lik nüfusuna karşılık Cizre’nin nüfusu 112 bin 973.
 Zonguldak’ın 108 bin 213 olan nüfusu 113 bin 63’lük nüfusa sahip Ereğli ilçesinde daha az. Ağır sanayi faaliyetleri sebebiyle bölge dışından da göç alan Ereğli, birçok insana iş olanağı sunuyor.

3 Temmuz 2015 Cuma





Gabralı, kulüp binasında düzenlenen törenle 1 yıllık sözleşŸme imzaladı.

Kulüp BaşŸkanı Metin Açıkgöz, burada yaptığŸı konuşŸmada, teknik direktör Gabralı ile anlaşŸmaktan mutluluk duyduklarını söyledi.

Kulüp olarak yeni sezonda daha başŸarılı olmak istediklerini ifade eden Açıkgöz, teknik direktör Gabralı'nın bilgi, beceri ve tecrübesini futbolculara en iyi şŸekilde yansıtacağŸına inandıklarını belirtti.

Gabralı'nın Lüleburgazspor'u çok iyi bildiğŸini anlatan Açıkgöz, ''Eski dönemlerde de İsa Gabralı, Lüleburgazspor'u çalışŸtırıyordu. Kulübe yabancı biri değŸil. İsa Gabralı kulübün yeni sezon hedeflerine ulaşŸmasında büyük rol oynayacak. Bilgi, beceri ve tecrübelerini futbolculara yansıtacağŸına inanıyorum. Lüleburgazspor olarak kendi değŸerlerimize önem veriyoruz. Bu bağŸlamda Türk futboluna hizmet etmişŸ kişŸilerle birlik ve beraberlik içinde yolumuza devam edeceğŸiz" diye konuşŸtu.

Gabralı da Lüleburgazspor'da teknik direktörlük görevini yapacak olmanın mutluluğŸunu duyduğŸunu kaydetti.

2 Temmuz 2015 Perşembe




Lüleburgaz Kaymakamı Cemalettin Yılmaz, Gaziantep'e atandı. İçişleri Bakanlığı'nın Mülki İdare Amirleri Kararnamesi ile Gaziantep'e bağlı Şahinbey Kaymakamlığı'na atanan Yılmaz, 2010 yılında

Kırklareli'nin Lüleburgaz ilçesinde göreve başlamıştı. Kararname ile Ankara'ya bağlı Beypazarı Kaymakamı Mustafa Kaya, Lüleburgaz Kaymakamlığı'na atandı. Sokak iftarı düzenlendi Lüleburgaz ilçesinde sokak iftarı düzenlendi. Kurudere Köyü Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'nce Atatürk
Mahallesi Kenar Caddesi'nde düzenlenen iftara, Dernek Başkanı Mehdi Erginuğuzlu, Milli Eğitim Müdürü Nedim Çetin, İlçe Müftü Vekili Nuri Derdiyok, AK Parti Lüleburgaz İlçe Başkanı Cüneyt İleri ve vatandaşlar katıldı.


 Erginuğuzlu, burada yaptığı konuşmada, ramazan ayının hayırlara vesile olması temennisinde bulundu. Birlik, beraberlik, kardeşlik duygularının en yoğun hissedildiği ramazan ayında tutulan oruçların kabul olmasını dileyen Erginuğuzlu, dernek olarak da iftar etkinliği ile hayırlı işlere de vesile olduklarını kaydetti. Konuşmaların ardından ezan okunarak şükür duası okundu.



Lüleburgaz ilçesine bağlı beş köye elektrik verilemeyecek. TREDAŞ'tan yapılan açıklamada, bakım çalışmaları nedeniyle 5 Temmuz Pazar günü Ovacık, Müsellim, Kayabeyli, Karamusul ve Çiftlikköy köylerinde 7 süre kesinti uygulanacağı belirtildi. Kesintinin 08.00-15.00 saatleri arasında yapılacağı bildirildi.




Kırklarelispor Teknik Direktörü Bilgin Erdem, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 6 Temmuz Pazartesi günü saat 14.30'da Lüleburgaz 8 Kasım Stadı'nda yapılacak olan seçmelere 1992 doğumlu ve üzeri sporcuların katılabileceğini söyledi.

Yetenekli tüm sporcuları seçmelere beklediklerini belirten Erdem, başarılı olan sporcuları takıma dahil edeceklerini kaydetti.

Seçmelere katılacak olan sporcuların sağlık raporlarını yanlarında getirmesi gerektiğini anlatan Erdem, "Kırklarelispor'un gücüne güç katmak amacıyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Kırklarelispor artık güçlü kadrosuyla kabuğuna sığmıyor. Futbolcu seçmeleri ile takımımızın gücüne güç katmak istiyoruz. Tüm sporcuları seçmelere bekliyoruz." şeklinde konuştu.

1 Temmuz 2015 Çarşamba



Kepirtepe Anadolu Lisesi'nin Lüleburgaz’a 2 km uzak ancak öğrencilerin hayallerine yakın olduğunu belirten Okul Müdürü Toklu: "Kepirtepe Anadolu Lisesi Trakya’nın en iddialı okullarından biri olup bu iddiasını sürdürmeye devam edecektir.’’dedi.

1937 Yılında Edirne Karaağaç İstasyonunda asker kışlası olarak kullanılan binada “Eğitmen Kursu” açıldı. Bu kursun amacı askerliğini çavuş olarak yapmış gençleri bir kurstan geçirerek köy çocuklarının eğitiminde çalıştırmaktı. Bir yıllık denemeden sonra aynı binada ilkokul mezunu köy çocuklarını öğretmen olarak yetiştirmek üzere “Köy Öğretmen Okulu” açıldı.
Bir yıl burada kalan okul 1939 yılında tüm eşyaları ile Alpullu’ya taşındı. Bugün lise olarak hizmet veren binada bir süre kaldı. Aynı yıl yazında da Lüleburgaz Emrullah Efendi İlkokulu’na taşındı. Uzun süre okul için yer arandı. Nihayet İstanbul asfaltı kenarında Lüleburgaz’a 5 km. mesafede o zaman çorak bir toprak olan yer seçildi.

1940’da 3803 sayılı kanunla Köy Enstitüleri kurulduğunda okulun da adı “Kepirtepe Köy Enstitüsü” oldu.1942 yılı ilkbaharda II. Dünya Harbi nedeniyle okul Ankara Hasanoğlan Köyü’ne taşındı. Aynı yılın aralık ayında Kepirtepe’ye dönüldü.1954 Yılında 6234 sayılı kanunla köy enstitüleri ile öğretmen okulları “İlk Öğretmen Okulları” adı altında birleştirildi ve öğretim süresi 6 yıl oldu.
14 Haziran 1973 tarih ve 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu ile her derecedeki öğretmenlerin yüksek öğretim görmesi esası kabul edilmiş olduğundan 1974–1975 yılından itibaren bütün ilköğretim okulları gibi Kepirtepe İlköğretmen Okulu da “Kepirtepe Öğretmen Lisesi” haline dönüştü.

 1977–1978 Öğretim yılında okul bünyesinde sınıf öğretmeni yetiştiren iki yıl süreli “Kepirtepe Eğitim Enstitüsü” haline dönüştürüldü. 1979’da kapatılarak okul Öğretmen Lisesi olarak öğrenimini sürdürdü. 1990 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’nın olurlarıyla “Anadolu Öğretmen Lisesi”ne dönüştürüldü. Bu tarihten itibaren “Kepirtepe Anadolu Öğretmen Lisesi” olarak hizmet verdi.
2014 yılından itibaren Kepirtepe Anadolu Lisesi’ne dönüştürülerek eğitim alanındaki hizmetine devam etmektedir.

Kepirtepe Anadolu Lisesi Müdürü Halil İbrahim Toklu, yaptığı açıklamada okulun tarihi geçmişine değinerek, Kepirtepe Anadolu Lisesi’nin 77 yıllık tarihiyle, mezunlarının başarısıyla kurumsal kimliğiyle, öğrenci, öğretmen ve mezunlarının okula aidiyetiyle, gelenekleriyle, eğitim adına her türlü imkâna sahip yerleşkesiyle sadece Trakya’nın değil Türkiye’nin nadir ve örnek okullarından biri olduğunu söyledi.

77 yıllık emeğin karşılığını almaya devam ettiklerini belirten Müdür Halil İbrahim Toklu, bu köklü mirasın parçası olmak isteyen öğrenciler ve velileri için şunları söyledi: ‘’2014 yılında TEOG sınavı sonucu okulumuza 136 öğrenci yerleşmiştir. Bu öğrencilerden en düşüğü 400, en yükseği 467 puanla okulumuza yerleşmiştir. Okulumuza yerleşen 136 öğrencinin 74 tanesi 440 puanın üzerinde bir puanla okulumuza yerleşmiştir. Puan aralıklarının fazla olması Trakya’nın köylerinden gelen öğrencilerden kaynaklanmaktadır. Köy okullarında okuyup çok iyi imkânlara ulaşamayan ama zeki öğrencilerin bölgelerindeki Fen Liselerine yerleşemediklerinde ilk tercihleri Kepirtepe olmaktadır. Yatılılık imkânı bunu sağlamaktadır.’’
Kepirtepe Anadolu Lisesi’nin yatılı öğrenci barındırma imkânıyla özellikle kasaba ve köy çocuklarına eğitim adına çok büyük fırsatlar sunduklarını dile getiren okul idaresi; ‘’Okula yeni geldiğinde ilk defa gitarla tanışmış bir öğrencinin mezun olurken müzik grubu kurup konser vermesi, hiç tiyatroya gitmemiş bir öğrencinin 12. Sınıfa geldiğinde yönetmenlik yaparak bir tiyatro oyunu sergilemesi, üniversiteye giriş sınavında derece yapan öğrencilerin olması, değişik spor dallarında birincilikler elde edilmesi Kepirtepe Anadolu Lisesi'nin olağanıdır. Kepirtepe Anadolu Lisesi öğrencisi mezun olduğunda sadece iyi bir üniversiteye yerleşmekle kalmaz Türkiye’nin her yerinde ona sahip çıkacak Kepirliler ailesinin mensubu olur ve yaşamı boyunca okuluyla ilişkisi devam eder.

Kısaca Kepirtepe ruhu ve kültürü tüm öğrencilerimiz için vazgeçilmez bir öge olmaktadır.’’ dedi.
Müdür Toklu; "Kepirtepe, Lüleburgaz’a 2 km uzak ancak öğrencilerin hayallerine yakın bir okuldur. Okulun şehre uzak olması eğitim adına pek çok avantajlar sağlamaktadır. Kepirtepe Anadolu Lisesi'nde öğrenim görmekte olan öğrenci okula geldiği andan itibaren başka bir dünyaya adım atar. Bu dünyada öğrencinin dikkatini dağıtacak ve onu kötü alışkanlıklara sevk edecek hiçbir uyaran bulunmaz. Dolayısıyla öğrenci dersine odaklanır. Okul bir üniversite kampüsü tarzında olup, tüm imkânlara sahiptir. Özellikle yemekhanesi ile öğrenci ve öğretmenlerimize sıcak yemek imkânı sunmaktadır.’’ dedi.
2015-2016 Eğitim-öğretim yılında Eylül’ün ilk haftası üniversiteye hazırlık kurslarının başlayacağı müjdesini veren Toklu; ‘’Öğrencilerimiz için iki yayınla anlaştık. Aylık deneme sınavları da yapacağız. Dershanelerden ne bekleniyorsa okulumuzda hepsi bulunacak. Öğrenci servislerini de ayarlayacağız. 250 kişilik erkek pansiyonumuz var. Odalarımız 4 kişilik. Etüt salonlarımız, kütüphanemiz ve yemekhanemiz mevcut. Öğrencilerimiz için her şey düşünülmüş durumda. ‘’ dedi.
Mazisi başarılarla dolu olan okulda öğretmenlerin ve öğrencilerin gelecekle ilgili hedefleri de bir o kadar büyük. Elde edilen sonuçlara göre; 2011 Mezunu Ayşen Tuzcu LYS-5 puan türünde Türkiye 2.si, 2010 Mezunu Ersel Gider LYS-5 puan türünde Türkiye 3.sü, 2009 Mezunu Cüneyt Arkan LYS-1 puan türünde Türkiye 5.si, 2009 Mezunu Bilgehan Paray LYS-1 puan türünde Türkiye 13.sü oldu.

Mezunların başarılarıyla da gurur duyan okul idaresi, geçmiş yılların üniversite sınavı yerleştirme sonuçlarını şu şekilde açıkladı: ‘’2013 yılı mezunlarımız; Tıp Fakültesi 1, Hukuk 11. 2014 yılı mezunlarımız Tıp Fakültesi 3, Hukuk 5, Eğitim Fakültesi 34, Mühendislik- Mimarlık 17,Sağlık Bilimleri 7, İktisadi Bilimler ve Kamu Yönetimi 2, Eczacılık Fakültesi 1, Diş Hekimliği Fakültesi 1,Rehberlik 3, Veterinerlik 2 olarak başarı sağlanmıştır. 2015 yerleştirme sonuçlarında da göreceğiz ki Kepirtepe Lüleburgaz’ın en iyi yerleştirme sonuçlarına ulaşacak okullarımızdan biridir. Vermiş olduğumuz istatistiki bilgilerden de anlaşılacağı üzere Kepirtepe Anadolu Lisesi Trakya’nın en iddialı okullarından biri olup bu iddiasını sürdürmeye devam edecektir.’’

Okul Müdürü Halil İbrahim Toklu, Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sınavı tercihlerinden önce öğrencilere tavsiyelerde bulundu: ‘’ TEOG sonrası öğrenciler okulların taban puanları nakillerine göre şekillendiğinde okulların yüzdelik dilimlerine göre tercih yapmalıdır. Okulların ilk yerleştirme sonuçlarındaki puanlara bakmalıdır. TEOG sınavı sonuçlarına göre öğrencilerimizi Kepirtepe Anadolu Lisesi’ne bekliyoruz. ‘’

Mesleğin körelmesinden yakınan Ömer Usta; ‘’ Eskiden ayda 100 tane yorgan dikiyorduk, şimdi ise ayda 1 yorganı zor dikiyoruz. Buna rağmen hâlâ eskiye dönüş var. ‘’ dedi.

Günümüzde yok olmak üzere olan mesleklerin arasında yorgancılık geliyor.
Lüleburgaz’da 40 yıldır Yorgancılık yapan Ömer Kabak’ı  arkadaşının dükkânı olan ‘’Dilek Yorgan Dikim Evi’’nde ziyaret ettik. Ömer Usta, 40 yılını verdiği yorgan dikmenin bir sanat olduğunu, çeşitli aşamalardan geçerek var olduğunu dile getirdi.
Usta; ‘’ Yorgan dikmek bir sanattır. Yorgan dikmek için öncelikle yorganın çeşidine karar vermek gerekmektedir. İki kişilik, tek kişilik, çocuk yorganı, tandır yorganı gibi çeşitlerden birine göre astarlık ‘Amerikan bezi’ alınır. Daha sonra içine doldurulacak pamuğun ya da yünün veya her ikisinin birden hazırlanmasına geçilir.

Yapılacak yorganın çeşidine göre pamuk veya yün tartılır. İki kişilik bir yorgan için yaklaşık olarak üç, üç buçuk kilogram pamuk gerekir. Pamuk, çırçır makinesinden elyaf olarak getirilmişse yorgancı bunu kızılcık sopasıyla da kabartır. Kabartma işlemi için pamuk düz bir satha serilir ve üzerine çubukla vurulmaya başlanır.

Pamuk bu dayak işleminden sonra deyim yerindeyse “pamuk gibi yumuşak” elyaf haline gelir.’’ dedi.
Mesleğin körelmesinden yakınan Ömer Usta; ‘’ Eskiden ayda 100 tane yorgan dikiyorduk, şimdi ise ayda 1 yorganı zor dikiyoruz. Buna rağmen hâlâ eskiye dönüş var. ‘’ dedi.
Daha çok yeni evlenecek çiftlerin ailelerinin ziyaret ettiği dükkânlar haline geldiklerini ifade eden

Ömer Usta; ‘’ Gençler elyaf yorgan, yastık seviyor. Biz elyaf yorgan ve yastık terlettiği için pek tavsiye etmiyoruz. En iyi pamuk veya yündür. Elimizden geldiğince onlara doğrusunu anlatıyoruz.’’ dedi.

Ömer Usta, eskiden Lüleburgaz’da 8 kişi yorgancılık yapıyorken şu anda 3 kişi yorgancılık yapıyor diyerek, hazır yorganların sektöre girmesiyle beraber yorgancılığın da tükenme noktasına geldiğini dile getirdi.
Günümüzde ara sıra da olsa sokak aralarında rastladığımız Ömer Ustalar, hâlâ mesleğine sahip çıkıyor.



Kırklareli (DSİ) Şube Müdürlüğü Tarafından sürdürülen dere ıslah çalışmaları sürdürülüyor.

DSİ Müdürü Egemen Gökalp, AA muhabirine yaptığı açıklamada, özellikle Ergene nehrine akan tüm derelerde ıslah çalışmalarını sürdürdüklerini söyledi.

Yağışların fazla olması nedeniyle dere yataklarının toprak ve ağaç dalları ile dolduğunu belirten Gökalp, çalışmalara önem verdiklerini kaydetti.

Çalışmaları tüm hızıyla sürdürdüklerini ifade eden Gökalp, "Sel ve taşkınları önlemek için dere ıslah çalışmalarına önem veriyoruz. Bu yıl bölge olarak fazla yağış aldık. Bu nedenle derelerimizde ıslah çalışmalarına başladık. Özellikle Lüleburgaz ve Babaeski ilçelerimizde ki derelerimiz biraz sıkıntılı. Bu nedenle çalışmalarımızı hızla sürdürüyoruz." şeklinde konuştu.

28 Haziran 2015 Pazar






SPOR

Köy halkı spora düşkündür, 1986 yılında Resmi bir Dernek vasıtasıyla Amatör (Federal) Düğüncübaşıspor Kulübü kuruldu ve 9 yıldır faaliyetlerini devam ettirmektedir.

Spor Kulübüne hizmet eden 100 M2lik birde lokal köy muhtarlığının binalarından birince tahsis edilmiştir. Lokalde dört personel hizmet vermektedir.

Düğüncübaşıspor halen 1. Amatör Kümede oynamaktadır.

26 Haziran 2015 Cuma




Devlet Köylü işbirliği ile yapılan 12 yataklı bir sağlık ocağı ve üst katında üç daireli bir lomanı bulunan bina mevcuttur.

Bir doktor,bir hemşire ve birde ebe görev yapmaktadır. Ayrıca sağlık ocağına ve halka hizmet verecek bir ambulansta alınmıştır.



Köyde '' Ergene Koop. '' adı altında bir minibüs  Taşıma Koop. kurulmuştur. On adet minibüs 15'er dakika aralarla köy ile Lüleburgaz arasında toplu taşımacılık yaparlar.

24 Haziran 2015 Çarşamba





Kız İsteme ( Dünürlük ) : Oğlan tarafı gözüne kestirdiği veya oğlunun arkadaşlık ettiği kızı istemek için bu işlerde tecrübe sahibi kişilerle kız tarafının nabzını yoklar. Kızın anne ve babasına durum iletirler.Sonra erkek tarafı yakınları ve akrabaları ile kız evine gider ve kızı ister.Anlaşma olursa söz kesilir.Sözden sonra ( kesilirken ) kız ve erkek tarafları birbirine ve yakınlarına çorap,gömlek,mendil,parfüm gibi hediyeler alırlar ve gönderirler.
Sonra nişan yapılır.Nişan küçük bir düğünü andırır. Davul veya ince çalgı ile yapılır.
Yeni yeni müzik seti veya orkestrada nişanlarda görülmeye başlanılmıştır.

Düğün : Nişandan sonra düğün hazırlığı başlar.Düğünler genelde harman sonu ve sonbaharda yapılır.Cumartesi sabah başlar,pazar günü akşamı sona erer. Cumartesi gecesi kına gecesidir.Kına gecesinde kızlar ve erkekler bir arada davul-zurna eşliğinde eğlenirler.Gece yarısından sonra geline kına yakılır,o akşam yakın arkadaşları da gelinle beraber yatarlar.
Düğünden bir hafta önce kız evinde bulunan çeyiz bir sandık ile damat evine getirilir.Bu sandık çeyiz sandığıdır.Çeyiz orada sergilenir.Bu odada gelinin yatak odası olur.

Damat evinde büyük kazanlarda kuru fasulye,keşkek,pilav ve aşure çorbası (tatlı) pişirilir.Düğüne iştirak eden misafirlere ikram edilir.

Köy erkekleri davul-zurna eşliğinde ve gruplar halinde aralarında topladıkları hediye para verenlerin listesiyle beraber damat evine gelirler,düğün cemiyetlerini tebrik ederler.Düğün sahibi ve yakınları gelenlerin ellerini sıkarak karşılar, içeriye buyur eder.
Daha sonra hazırlanmış bu yemeklerden ikram eder,Buna '' söğüş '' denir.
Gündüz saat 3'ten sonra gelin takıya tutulur. Gelinin ve damadın yakınları, akrabaları geline hediye asarlar. Bu işlem tamamlandıktan sonra sıra düğün alayına gelir.

Damat evinden bir taksi süslenir davullarla birlikte kız evine gelinir. Gelin yanında yengesiyle birlikte damadın evine doğru yola çıkar. Gelin arabası önünde oyunlar oynanır.

Kızın yakınları damat tarafına gelin alayından önce '' müjde yastığı '' ulaştırırlar. Gelin damat evine gelince hediye almadan arabadan inmez, hediyeyi alınca iner.
Damat gelince beraber evin içine girerken etrafa şeker ve demir para saçar. Gelini içeri götürdükten sonra bir mendilin içine demir para koyar ve kalabalığın içine atar. Bu mendili yakalamak uğurdur

Daha sonra damat traşa oturur. Yakınları ve arkadaşları damada para ve altın asarlar.Traş davullarla birlikte devam eder, oyunlar oynanır.Traş bitince düğünde bitmiş olur.

Oyunları : Zigoş, Dianna Karşılaşması, Kabadayı, Harmandalı Çiftetellisi


Kaynak : Köy Kitabın'dan 
Yazarlar : Ercan GÜNDÜZ
                   İbrahim  ÖZHAN








TOPRAK : Köyün 9354 dekar toprağı vardır. Bunun 170 dekarı köy çayırı olup 700 dekarı meralıktır.
Bu topraklardan Ergene ovası içinde kalan 1000 dekarı çok verimli olup , köy çevreleri kumsal verimlidir.Geriye kalan kısımların verimleri de iyidir.
En çok Buğday, Ayçiçeği ve Pancar üretilir. Köyde azda olsa bahçecilik yapan meyve ve sebze üretenler de vardır.

HAYVANCILIK : Köyde 1000'den fazla koyun vardır.Çoğunluğu sağılır. Sütler köy koop.'e verilir ve oradan satılır. Otlak az olduğu için koyunculuk gün geçtikçe değerini yitirmekte ve yerini büyük baş hayvan (İnek, dana) besiciliğine bırakmaktadır.
Şu anda 800 ineğin sütü sağılmaktadır. Bu sütler 1973 yılında kurulan Düğüncübaşı Çok yönlü Kalkınma Kooperatifi'ne verilmektedir.
Kooperatif,bakkaliye, yem satışı konularında da faaliyet göstermektedir.

İŞÇİLİK : Köyün büyük bir kısmı işçi kesimidir. Bunlar, Türkgeldi ve Sarmısaklı Tohum Üretme Çiftliğinde, Şişecam Fabrikalarında, Eczacıbaşı İlaç Fabrikasında, Tekstil Fabrikalarında, Bira Fabrikasında, Resmi Dairelerde ve Lüleburgaz'daki Sanayi Sitesinde çalışırlar.
Şu anda köyde 7 tane bakkal dükkanı, altı tane kahvehane, bir lokanta ve bir tane de pastahane faaliyet göstermektedir.
Geri kalan kısmıda çiftçilikle geçimini sağlamaktadır.


Kaynak : Köy Kitabın'dan 
Yazarlar : Ercan GÜNDÜZ
                   İbrahim  ÖZHAN

23 Haziran 2015 Salı






SUYU : Köyde 1978 yılında YSE tarafından çıkarılan artezyen suyu içme suyu olarak kullanılmaktadır.Bu artezyenin suyu motorla 35 m yükseklikteki depoya çıkarılarak köyün içine düşüren su şebekesine verilmektedir.1980 yılından beri her evde su şebekesi (tesisatı) vardır. Ayrıca köye üç kilometre uzaklıkta Türk geldi Devlet Üretme Çiftlliği arazisi içinde bulunan ve Başağıl mevkiinde ki kaynağın suyu da 1971 yılında yapılan çalışmalarla köyün uygun yerlerine YSE tarafından getirilmiş ve köylü işbirliği ile çeşmeler uygun yerlere yaptırılmıştır.
Her evin önünde suyu vardır.


ELEKTRİK : Köye elektrik 1971 yılında getirilmiş ve bütün evlere elektrik alınmıştır.
Elektrik kullanımı çok arttığı için köyün trafosu harcanan elektriği taşımadığı için sık sık arıza yaptığından  1986 yılında TEK ikinci bir trafo koyarak şebekeyi ikiye böldü ve arızalar ortadan kaldırıldı.
Elektrikle beraber bütün elektrikli ev aletleri her evde mevcuttur.
Ayrıca 1971-1983 yılları arasında köyde bir sinema 12 yıl boyunca faaliyet göstermiştir.

YOL : Köyü Lüleburgaz'a bağlayan 13 Km arayol 1981 yılında asfaltlanmıştır.Bu yolun üzerinde Ergene nehrini geçmek için 1956 yılında yapılan 51 m uzunluğunda ve 8 m genişliğinde dernek yapımı bir köprü mevcut. Ancak bu köprü 1961 yılında buzların çok gelmesi ile çöküntü gösterdi.
Tamiratla 1978 yılına kadar idare etti. 1978 yılında bu köprünün yanına 115 m uzunluğunda 9 m genişlikte daha yüksek bir köprü devlet tarafından yapılmıştır.

SULAMA : 1981 yılında kurulan Toprak Su Kooperatifinin çalışmalarıyla köyümüz arazisi üzerinde dört tane artezyen kazılmış 2000 dekar arazinin içine kanallar yapılmıştır.1988 yaz mevsiminde bu topraklar su altına alınmıştır.Böylece yılda iki mahsül alma imkanı doğmuştur.

AĞAÇLANDIRMA : 1970 yılında  20 dekar 1971 yılında 12 dekar elma,armut ve şeftali bahçesi yapılmıştır.Ayrıca her evin çevresinde ve su boylarında ağaçlar vardır.
1990'dan sonra da pek çok kavak fidanı dikilmiştir. 1994 yılında muhtarlık 2000 adet fidan dikilmiştir.


                                      



41 K Enlem - 27 D Boylamlarında bulunmaktadır.Deniz seviyesinden yüksekliği 50 m'dir.

Doğusunda Dedeoğullarının çiftliği, Batısında Oklalı köyü,Güneyinde Havluovası, Alacaoğlu Köyü, Kuzeyinde Ergene nehrive Türkgeldi Düç, Sarmısaklı Tohum Üretim çiftliği vardır.

Köyün 9354 dekar toprağı mevcuttur.Bunun 170 dekarı köy çayırı ve 700 dekarı meradır. Toprakları düz bir alan üzerinde olup verimlidir.



Alacaoğlu köyü topraklarından çıkan küçük bir dere  Dedeoğulları Çiftliğini ikiye ayırarak köyün güneyinden  kuzeyine doğru akıp Ergene nehrine ulaşarak köy toprağını sular.



Kaynak : Köy Kitabın'dan 
Yazarlar : Ercan GÜNDÜZ
                   İbrahim  ÖZHAN

22 Haziran 2015 Pazartesi





Lozan Ant. gereğine göre Mokroş,Peçenik,Tuval ve Kranista köy halkları eşyalarını Kavala'ya hayvanlarıyla getirir. Kavaladan vapurla Akcaağlat iskelesine girerler.Davarlarını aralarından seçtikleri çobanlar Karayolu ile getirir.Oradan Muğla şehrine giderler.Rumlardan kalan boş binalardan istediklerine oturmaları söylenir.

Şehir yarı yarıya boş kalmış,hepsi ikişer üçer katlı binalara yerleşir.Halka geçimi için aile başına on dekar bahçe,ovada tarla ve şehirde ticarete elverişli dükkanlar verilir.
Muğla halkının giyimi efe kıyafeti ve kısa pantolonludur.Gelen köylülerin önceki köyleri orman köyü olduğundan bu kıyafete intibak edemezler, onlar ormanda davar besleyerek,meyva üreterek, kömür yakarak geçimlerini sağlamaya alıştıklarından burada bu durumu bulamayınca ayrılmak isterler.

Ankara'ya heyet gönderirler, bunun üzere boş olan istedikleri yere yerleşmeleri söylenir.Yola çıkarlar ve Tekirdağ'ına gelirler.Oradan da Lüleburgaz'a Ulaşırlar.Devlet bunları Demirköy'e gönderir.Fakat gitmek istemezler.

Bugünkü yerde Savoğlu Çiftliğinde çoban olan Ahmet Şişko bu yeri hatırlar ve 1924  (Kasım) yılında 493 nüfusla Makroş ve Racenik köy halkları beraberce bu günkü yaşadığımız yere yerleşirler.Fakat devlet bu toprağın az olduğunu bu nüfusa yetmeyeceğini söyler.İki köy halkından birinin halkının Ahmetbey'e yerleşmesini ister.Ancak Makroş ve Racenik Halkları '' birbirimizden ayrılmayız'' diyerek direnirler ve bugünkü köy kurulur.



Kaynak : Köy Kitabın'dan 
Yazarlar : Ercan GÜNDÜZ
                   İbrahim  ÖZHAN





Halkının kökeninin tam olarak nereden geldiği bilinmemekle beraber soyunun orta asyadan geldiği söylenmektedir.

Orta Asya'da göç olduktan sonra atalarımız Anadolu'ya gelmişler,Bursa,Söğüt civarında kurulan Osmanlı Beyliği kurulduktan sonra genişlemiş ve İmparatorluk olmuştur. Türklerin rumeliye geçmesiyle birlikte Osmanlı İmparatorluğu'nun asimilasyon politikası gereğince Avrupa'da kazanılan topraklara yerleştirilmişler, fakat 18 ve 19. y.y.'da Osmanlı'nın batıda güç kaybetmesi ve dağılması üzerine kurtuluş Savaşından sonra Selanik'in de yeni Türk Devleti sınırlarının dışında kalmasından sonra 1924 yılında yapılan mübadele ( Lozan Ant.) sonucunda tekrar Türkiye'ye göç etmişlerdir.

Yaşlılara göre soyu Orta Asya'dan göçen ve Bursa'ya yerleşen Kayı Boylarının Türk soyudur.



Kaynak : Köy Kitabından 
Yazarlar : Ercan GÜNDÜZ
                   İbrahim  ÖZHAN











Kurtuluş Savaşından önce köyün bulunduğu arazi üzerinde Rumlara ait Savaoğlu Çiftliği'nin bulunduğu köyün yaşlıları tarafından söylenir.
Kurtuluş Savaşından sonra ise Fikri ve Saadet Düğüncübaşı soyadını Soyadı Kanunu çıkınca alırlar.

Düğüncübaşı kardeşlere ait Düğüncübaşı Çiftliği kurulur.

Köyün yaşlıları Fikri Düğüncübaşı'nı iyilik sever , başı sıkışanlara ve düğün yapanlara yardımı esirgemeyen biri olarak anlatırlar.

Bu yüzden ona Düğüncübaşı lakabını takarlar.Soyadı Kanunu çıkınca oda bu soyadını alır.

Köyün adı da bu vesile ile '' DÜĞÜNCÜBAŞI '' olarak kalır.





Kaynak : Köy Kitabın'dan 
Yazarlar : Ercan GÜNDÜZ
                   İbrahim  ÖZHAN


ping fast  my blog, website, or RSS feed for Free Ping your blog, website, or RSS feed for Free